Müzikte Yeni Bir Tarz : Samimiyet

Son zamanlarda popüler kültüre ait olmayan ancak yavaş yavaş bazı çevrelerce moda haline gelmeye başlayan bir müzik tarzı oluşmakta.

15 Aralık 2013 Pazar

Kendimi Koşturacak Değilim - 15

Büyük bir savaşın sonu gelmiş gibi. Geniş bir caddede yürüyorum ve etrafımdaki binaların hepsi viran halde. Sokaklardan alevler yükseliyor. Cadde, kan; kaldırım kenarları, ceset dolu. İsmimi hatırlamıyorum, sanırım savaş bana da vurmuş, hiçbir şey hatırlamıyorum. Sanki dünyaya şuan geldim. Sonunun geldiğini varsaydığım bu savaşta ölen taraf mıyım yoksa öldüren mi, bilmiyorum.Ölü bir kedi görüyorum sokağın ortasında. Bir köpek, vücudundaki mide bulandıran yarayla beraber inleyerek geçiyor sokaktan. Karnındaki çocuğuyla beraber can veren anneler,...

Kendimi Koşturacak Değilim - 14

Şimdi tüm insanlığın dilinden konuşuyorum. Havalar soğudu mesela, bugün iş çok yorucuydu. İşten eve dönmenin sıradanlığını yaşıyordum yine. Otobüsten indim, biraz yürüdüm ve metroya ulaştım. Dün bir şiir kitabı beğenmiştim Kadıköy'de ve bugün cebimde dolaşıyordu. Metroda sırtımı kapıya verdim ve cebimden kitabı çıkardım. Rastgele açtım bir sayfasını."Aşkın diliydiAramızdaki dil"diye başlayan bir şiir çıktı karşıma. Durdum. İnsanlara baktım, kapılara baktım, sonra tekrar insanlara baktım. Bu şiiri burada okumak garip bir deneyimdi. Aramızdaki dil,...

2 Aralık 2013 Pazartesi

Kendimi Koşturacak Değilim - 13

Acılarımızı yaşamaya yetmiyor artık günler. Acılarımızdan kurtuluşu sunmuyor bize yarınlar. Rakı dolduruyoruz gecelere, bir duble, iki duble, üç duble... Bir şeyler içimize doldukça doluyor. İçimizdekileri dökmek için oturduğumuz masalardan biraz daha birikerek kalkıyoruz. Acıyan taraflarımızı tüketemiyor ve yarına bırakıyoruz. Artık acıları bile taksit taksit yaşıyoruz. Sonra, ben sabah erken saatte uyanıp aldığım eşyaların taksitlerini öderken, içinde bulunduğum saçma durumdan sıkılıp, yapmak istediklerimi anımsıyorum. Seni sevişimi anımsıyorum...

Müzik Üzerine

Evrimsel olarak insanda, diğer canlılara göre daha büyük bir gelişim gösteren duyular işitsel ve görsel duyulardır. Bu yüzden insanların yapmış olduğu sanat genellikle bunlar üzerine kuruludur. Mesela bir kuşun sanat icra ettiğini düşünürsek eğer, bu kuvvetle muhtemel işitsel olarak icra edilecekti. Bir köpeği düşünürsek yine, koku duyusuyla icra edecekti sanatını. Veya bir yarasayı düşünelim, ses dalgalarıyla yapacaktı bu işlevi. Bir kuşun avlanmak veya çiftleşmek için çaldığı ıslık belki de o türün sanatıdır ama diğer canlılar üzerine böyle bir...

15 Kasım 2013 Cuma

Kendimi Koşturacak Değilim - 12

Birkaç gündür bu bara geliyorum. Eve gidesi olmuyor insanın, yaşamak istiyor, bir şeyler olsun istiyor. Çünkü bomboş geçiyor günlerim. Ben de bu bara geliyorum o yüzden. Yine de pek bir şey olduğunu söyleyemem. Hatta hiçbir şey olmuyor demek daha doğru. Ama düşününce, sarhoş birkaç insanın yanında bir şeylerin olma ihtimali daha fazla. Şimdilik, her zaman bana kalan rolü yerine getiriyor, olan biteni gözlemliyorum.Birkaç gündür dikkatimi çeken bir adam gelir buraya hep. Barmenle biraz konuşup, tek başına takılır. Hiç tanışmadım ama bana çok yakın...

Gündem Üzerine - 15 Kasım 2013

5 ay önceki Gezi Direnişiyle ilgili yazımda şöyle bir paragraf yer alıyordu; "Tayyip 11 senelik iktidarlığı boyunca çok güç topladı. Aslında gezi parkı'nı yıkarak yapmak istediği şey de bu gücün bir temsili. Bunu anlamak için de buraya tıklayarak makaleyi okuyunuz. ABD bu tip mevzularda hiç boş durmadı ve gücü eline almış her türlü iktidarı kendi yönettiği devrimlerle indirdi. Son yıllardaki vaziyete baktığımızda bunu anlamak zor değil. ABD ve Gülen cemaati ifade özgürlüğüne önem verdiğini söylüyor, AKP içindeki cemaatçi tayfa...

12 Kasım 2013 Salı

Kendimi Koşturacak Değilim - 11

Kendi küçük kabuğuna çekildiğinde, orada dev bir şeyler bulabiliyorsun kimi zaman. Gerçekten ayakta durabilmek için, ayaklarının yerden kesilmesi lazım. Bunun için biraz olsun uzaklaşmalıyız günden. Çünkü bu ana ait değil aradığımız. Tanımlanamayan bir his yönlendiriyor bizi. Uzaklaş diyor, çünkü burada değilsin. Kendini bulman için uzaklaşman lazım. Aslolan çoktandır yok ortalıkta. Fazla uzaklaşmış olabilir. Yine de değer aramaya. Yoksa acı bile çekmeye halimiz kalmadan sönüp gideceğiz. Ama diliyorum ki, bir yerlerde henüz tanımlayamadığımız...

Kendimi Koşturacak Değilim - 10

Kendimi sakladım bugüne dek. Yanlış anlama, büyük bir istekle yapmadım bunu. Bir sandığın içine kitledim kendimi ve birisinin kilidi açmasını umdum hep. Biri gelsin çıkarsın beni saklandığım yerden. Biri gelsin, bütün içtenliğimi onunla yaşayayım istedim. Bekledim durdum hep. Birgün sen çıkageldin, gözüne gözüne soktum inimi. Gel kurtar beni istedim, hayata bağla. Umdum ki, dünyalarımızı açalım birbirimize. Çünkü dünyalarımız benzer biliyorum. Çünkü ben dünyamı senin için şekillendirmeye razıyım, biliyorsun.Çimlerin üstüne uzanarak bulutları seyrederken...

17 Ekim 2013 Perşembe

Kendimi Koşturacak Değilim - 9

Gidenin arkasından gitme diye bağırabildin mi sen hiç? İçinden geçen budur hep ama çoğunlukla yapamazsın.  Bazen de avazın çıktığı kadar bağırırsın gitme diye ama giden kendinsindir bu sefer, bıraktığın bir başkası. Yine de bağırırsın. Gitmek zorundasındır. Arkanda bir hayatı bırakırsın. Yaşanılan ve yaşanılacak olan bir hayatı. Her şeyiyle planlanmış ve her şeyinle kendini adadığın bir hayatı. Bazen, bazı şeyleri istemesen de yaparsın. Gidersin. Gitme diye bağırır bir şeyler ama duyan yoktur. Avazı çıktığı kadar susar her şey. Gitmek artık...

3 Ekim 2013 Perşembe

Kendimi Koşturacak Değilim - 8

Yağmur damlaları, toprağı yavaş yavaş ıslatıyor. Bana geçmişimi hatırlatan bir koku var burada. Aklımdan ve bilincimden uzak olduğum kadar eskiyi anımsatan bir tad. Bazen hayatı sadece toprağa düşen yağmur tanelerini izleyerek geçirmek istiyorsun. Çünkü buraya ait değilim. Bu zamana, bu akla ve bilince, bu kuru dünyaya ait değilim. O anın içinde geçmişten bir koku duyumsuyorum. Ben geçmişe aitim, benliğim orada kaldı. Şimdi burada durup bakarken dünyaya, kendim olmadığımdan eminim. Ruhumun saplanıp kaldığı bu bedeni tanımıyorum. Oysa çocukken...

18 Eylül 2013 Çarşamba

Kendimi Koşturacak Değilim - 7

İki sene önceydi. Başıboş ve yalnız bir kimlikle çektiğim otostoplardan çok şey öğreniyordum. Her arabada farklı bir hikaye, farklı bir hayat, farklı farklı karakterler. Tabi boş muhabbetler bunlar. Elin marangozunun hayatına duygusal bir anlam falan yüklemedim hiç bu zaman sarfında. Ama o vakit anlam yüklemesem de her şeyin farkında olduğum bir yolculuk yaşadım. Birgün kırk derece sıcakta, tıpkı cennete açılan kapılar gibi klimalı bir araç durdu önümde ve atlayıverdim. Arabayı kullanan genç bendim, biliyordum. Yirmi yaşımdaki ben, yirmi beş yaşımdaki...

9 Eylül 2013 Pazartesi

Kendimi Koşturacak Değilim - 6

Ölümüne henüz 34 sene, 3 ay, 7 gün kalmıştı ama saniyelerin geçtiğindendir sürekli bir koşturma peşindeydi. Yetişemiyor, bekleyemiyor ve sabredemiyordu. Nereden gelip nereye gittiğini hiç bilmiyordu. Sadece beynindeki hücrelerle, hissetmesini sağlayan hormonların savaşımından hayatı hakkında birkaç somut adım atıyordu. Yanındaki kadına döndü, kadın susuyordu. Suskunluğunu dinlemeye çabaladı ama suratındaki cümleleri okumakta güçlük çekiyordu. Karışıyordu cümleler, toplu bir anlam çıkartamıyordu hiç. Adını anıp, "Sigara içer misin?" diye sordu...

29 Ağustos 2013 Perşembe

Kendimi Koşturacak Değilim - 5 (Hayat Kavgası)

Çok sıkıldım yaşamaktan ve tabiî ki kayda geçmeyelim bunları. Hayat kavgası var burada, her daim kendini kayda tabi tutan. Orhan Gencebay anlatmış her şeyimi bana laf düşmez bugünlerde. Zaten yeni yeni anlıyorum bütün şarkıları, şiirleri biliyor musun? Mesela her şey sermaye için sevgilim. Sen bilir misin? Biz oturup yıldızlara laf atalım, çok fiyakalı sözlerle kayda dökelim bunları. Sonra noluyor biliyor musun, oturup dalga geçiyorsun kendinle. Kısacası güzel sevgilim, “yandım ben bari sen kendini kurtar.” Tabi bu arada beni de kurtarır mısın?...

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Kendimi Koşturacak Değilim - 4

Dört fiyakalı cümleyi bir araya getirince şiir sandık ve pek bir fiyakalı durdu bizim aşkımız uzaktan. Oysa anlaşılması en zor adamlara bile, kendi boktan şiirlerini giydirip sahte bir kimlik yüklemişti bu halk. Boktan şiirleri, fiyakalı adamlara ait sanıp en boktan olanı sanat ilan ettik. Bu ülkenin en iyi sinema filmlerini çok az kişi izledi sevgilim. Ve tabi, senin de güzelliğini kimse farketmedi. İşte bu yüzdendi biraz da bu yüzden olan. Depresyona girmiş kadınların kafa karışıklığına dalıp birkaç sevgiliyi edindik tecrübe. Bu da yetmezdi...

28 Temmuz 2013 Pazar

Var et kendini!

Kendimden başka hiçbir şeyi anlamlandıramam. Mutluluğu bu arayışta buluyorum. Başka ve diğerlerin gizeminin çekicilik dışında bir getirisi yok, asıl hazine kendi içinde. Yaşamak dediğin şey, kendini anlamlandırmanın altında gizli. Arayışı ve beklentileri diğer insanlarda aramak, yokoluşunun sembolü, savaşmamız gereken şey tamamıyla benliğimizden ibaret, diğer her şey yokuş aşağı bir yuvarlanış. Radikal değişiklikler, beklediğimiz anlarda gerçekleşmiyor. Yaşadığımız kritik olaylar, bir gün trenin camından hayatı izlerken kendi iç çekişmelerimiz...

27 Temmuz 2013 Cumartesi

Kendimi Koşturacak Değilim - 3

Yaşanmışlıkların izleri vardı yüzünde. Ama ne bir kırışıklık ne de suratını gizleyen bir makyaj... Her şey ortadaydı, apaçık. Bu yükü kaldırabilir misin, diyordu kadın hiç konuşmadan. Ama konuşmuyordu işte. Belki belli belli bunu isteseydi, hiç üstesinden gelebileceğini düşünmeyecekti. Lakin karşısındaki gözleri kaybetmekten korkuyordu. Üsteledi bu yüzden. Her şeyi yapabilirim, her şeyin üstesinden gelebilirim dedi seslice; sanki her şeyi biliyormuş gibi. Hiçbir şeyi bilmiyordu ama kadının bakışlarını ve yüz hatlarını doğru algılamıştı. Kendi...

21 Haziran 2013 Cuma

Gezi Direnişi - Arka Plan

Gezi direnişinin ilk gününden beridir sokaklardayız. Evimize dahi birkaç kez girebildik, uykuyu dahi birkaç saat yaşayabildik. Süreç boyunca da "nereye gidiyoruz"u tartışıp durduk. İlk günlerde bu kadar insanın bir araya gelmesinden duyulan şaşkınlık vardı, şimdi de sürecin nereye gideceği tartışılır durumda. Ben bu yazıda gezi direnişini anlatmaktan ziyade, direnişin nerelere varabileceğini ve direnişin arka planında neler olduğunu, neler yapmamız...

13 Haziran 2013 Perşembe

Gezi Parkı - Mail

13.06.2013 tarihli Vatan Gazetesi’nde bir gazetecinin Gezi Parkı’nda yaşadığı tecrübesine rastladım. Yazının sahibi olan Mine Şenocaklı’ya bir mail gönderdim ve yaptığım bu paylaşım aslında sadece ona değildi. Dolayısıyla blog adresimde de paylaşmak istedim. Şu süreçte pek evimde bulunamadım. Yaşadıklarımı anlatacağım demiştim ama anlatamadım. Bu mail'le de anlatabildiğimi düşünmüyorum tabi. Kısa bir şekilde değindim yaşadıklarıma ama sahip olduğu ruh açısından önemli buluyorum bu mail'i. Ufak ve kısa bir mail, okumanızı isterim.  İşte mail’im; “Merhaba, Bugün yazınızı...

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Reyhanlı Patlamaları - 2.Yazı

Reyhanlı patlamasının hemen ardından sıcağı sıcağına yazdığım bir yazıyı blogumdan paylaşmıştım. Link için tıklayınız... Daha sonra gelişen süreçle ilgili de ikinci bir yazı yazma gereksinimi duydum. Bu yazı diğerine göre biraz daha uzun ve daha çok kaynak içeren, daha derin bir yazı olacak. İlk yazdığım yazı tamamıyla politika karşıtı ve orta doğudaki projeye karşı oyuna gelmememiz gerekliliğini ortaya koyan bir söylem içeriyordu....