6 Şubat 2012 Pazartesi

Dindar olacağıma Tinerci olurum, daha iyi!

Ahh Erdoğan, ahh! Ne zaman haberleri görsem sinirlerimi hoplatıyorsun. Demiş ki kendileri;
"Yeni nesil dindar olmayıp tinerci mi olsun?"

Öncelikle dinle tiner arasındaki bağlantıyı çoğu insan kuramamıştır. Ben sizin için, onların istemediği bir yönden bağlantıyı kurarım. İkisi de afyondur, insanı uyuşturur. Ama tercih yapılması gereken bir şey değildir. Hee, öyle bir zorundalık hissetseydim de, muhtemelen tineri seçerdim, dini değil.

Yeni nesil dindar olmasın da şöyle mi olsun böyle mi olsun, isyan mı etsin büyüklerine. Ulan sanane lan! Sen mi karar vereceksin benim ne olacağıma. İleri demokrasi diyorsun, tanımına baktığımızda benim karar vermem lazım senin kim olacağına. Ülkeyi kimin yöneteceğine benim karar vermem lazım. Ama insanlık eğitimle beyin fuhuşuna uğruyor işte. Dindar olsun gençlik dindar. Dinle uyuşturalım, tinerle değil. Dinle uyuşanlar oyunu bize veriyor, parayı gülen cemaatine kazandırıyor.

Demokrasi mi? Devlet mi? Bunlar nedir biliyor musunuz? Bir sistem çıkar, devlet deriz buna, kendi neslini üretir. Mesela beni yetiştiren sistem, kemalist, müslüman, aile kavramına bağlı, toplumsal ahlak kurallarını benimsemiş bir insan olarak yetiştirmeye çalıştı örnek olarak. Bunun neresinde ben düşünen bir varlığım, neresinde insanım, neresinde kendi kişiliğimi yaşıyorum? Hiçbir yerinde. Tasarladıkları, uyuşturulmuş bir insanı yaşıyorum sadece. Ya da öyle yapmaya çalıştılar, ama ben olmadım. Karşı çıkmaya çalıştım, çalışıyorum. Ama hala izlerini taşıyorum onların ahlak kurallarının.

Demokrasi mi? Sonra yaratılan bu neslin kimi seçeceği zaten bellidir. Uyuşmuş bir koyun sürüsünün yaptığı seçim demokrasi falan değildir. Sonra okullarda öğretilir: "insanın hayvandan farkı düşünebilmesidir." Hadi canım. Yok öyle bir şey. Düşüncelerimizin sınırlarını çiziyorlar, çocukken kendilerine eleman olarak eğitiyorlar.

Neyse, dindar bir toplum da, akp'nin yetiştirdiği nesil işte. Kendi nesillerini yaratıyorlar. Her devletin yaptığı gibi... Özel bir şey değil yani kasmayın. Ve ben buna inatla karşı çıkıyorum, karşı çıkmaya da devam edeceğim her ülkede!

Tinerci olmanın dinle bir alakası yoktur. O çok övdükleri devlet düzenlerinin (hatta sosyal devlet diyorlar buna) bakmadığı, sokağa attığı "çocuklar"ın yönlendikleri, yönlenmek zorunda oldukları bir sonuçtur. Yani, devletin suçudur, sorunudur. Dinsizliğin sonucu değildir. Çok övdükleri neo-liberalizm onları tinerci yapmıştır.

Ama ne oldu? O kenar mahalle çocuklarını kentsel dönüşüme uyarlayamadınız mı? Atamadınız mı o sokaklardan. Atamazsınız! O çocuklar her zaman karşısınız da olacak. Çünkü sizin dininiz para. Paraya tapıyorsunuz, başka bir şeye değil. Tinercileri hedef alıyor, çünkü kentsel dönüşüm adı altında, birilerini zengin etmek istiyor. Tinercileri hedef alıyor çünkü onlar gülen cemaatine para kazandıramıyor, dindarlar gibi.

Ömer hayyam çok güzel cevaplar verirdi kendisine, "sanane lan..." diye başlardı benim gibi. Sanane lan RTE! Din tarafından uyuşturulup sana köle olacağıma, tiner tarafından uyuşurum daha iyidir. Ama ben uyuşturulmayan bir toplumu hayal ediyorum. Ben senin kurduğun korku devletinin yıkıldığı günü hayal ediyorum. Ve dindar olacağıma, tinerci olurum. Daha iyidir!

0 yorum:

Yorum Gönder