15 Kasım 2013 Cuma

Gündem Üzerine - 15 Kasım 2013

5 ay önceki Gezi Direnişiyle ilgili yazımda şöyle bir paragraf yer alıyordu;

"Tayyip 11 senelik iktidarlığı boyunca çok güç topladı. Aslında gezi parkı'nı yıkarak yapmak istediği şey de bu gücün bir temsili. Bunu anlamak için de buraya tıklayarak makaleyi okuyunuz. ABD bu tip mevzularda hiç boş durmadı ve gücü eline almış her türlü iktidarı kendi yönettiği devrimlerle indirdi. Son yıllardaki vaziyete baktığımızda bunu anlamak zor değil. ABD ve Gülen cemaati ifade özgürlüğüne önem verdiğini söylüyor, AKP içindeki cemaatçi tayfa "mesaj alınmıştır" diyor ancak Tayyip her konuşmasında daha sert konuşuyor, hem çapulculara hem de "dış mihraklar"a kafa tutuyor. İşte buradaki güç savaşını doğru algılamak gerek. ABD'nin bu olaylarda bir taraf olduğu aşikar. Benim en büyük korkum direnişin -tabiki de istemeyerek- buna hizmet etmesidir. Açıkçası Arınç'ın ve Gül'ün açıklamalarından almış olduğum alt mesaj pek iç açıcı değil. ABD gücü eline alan bu tip "diktatör"leri tahtından indirmiş, halkın eline vermiştir. Yakın tarihte bunu gördük. Demokrasinin olmadığı yerlere demokrasiyi götürmüştür. Arınç ve Gül'ün konuşmalarından aldığım alt mesaj da - bu tabiki benim düşüncem- tıpkı Mısır'da ordu tarafından gücün devam ettirildiği gibi, Gülen Cemaatinin -el değiştererek- gücü tekrardan kendi eline alma çabasıdır. Tabi burada bir diktatör feda edilerek halkın gözü boyanarak güç yenilenecek yada el değiştirilecek. "

Burada bahsettiğimiz olaylar sırasında Bülent Arınç görevinden istifa etmişti ancak daha sonra Gül'le yaptığı konuşma sonrasında bunu yalanladılar. O günlerde bunu bir gazeteci yazdı ama bugün kendi özgül ağırlığından taviz vermeyip doğru bildiği yolda ilerler gibi gözüken Arınç, o gün o haberi hiç çekinmeden yalanlayıp o gazeteciye iftiralar atmıştı. Daha sonra Fethullah Gülen ile ABD'de bir görüşme oldu ve bu görüşmeye AKP'den giden isim Arınç'tı. Taraflar artık çok daha netleşiyor. Özellikle kızlı-erkekli tartışmada Tayyip iyice ülke insanını bölüp kendi tarafını belirlemeye kalkıştı.(ayrıntı için; bknz. https://eksisozluk.com/entry/38142894) Kuşkusuz çok güçlü ve kendisine sadık bir kitlesi var. Ama unutulmamalı ki, onun bu ülkeye başbakan olma sebebi Büyük Orta Doğu Projesidir.

Şimdiyse Tayyip ve Cemaat arasındaki gerilim daha da netleşti. Dün Arınç, siyaseti bırakma ihtimaliyle ilgili bir konuşma yaptı ve geceleyin Fethullah Gülen 18 dakikalık bir konuşmasını internet ortamında paylaştı. Fethullah Gülen konuşması için tıklayın. Patron ABD artık sazı eline aldı ve RTE'yi indirme girişimlerini hızlandırdı. Dikkat ettiyseniz, Tayyip Erdoğan'a kendi içinden ilk tepkiyi yapan kişi Fethullah Gülen'le en son görüşen AKP'lidir. Ve bence dünkü konuşmasıyla yaptığı şey, krizi yerel seçim sonrasına taşımaktan başka bir şey değil. Biraz da kendi özgül ağırlığı bir şeyleri değiştirmeye yetmeyeceğinden topu Gülen'e atmış olabilir.

Bu yazıyı okumanızı öneririm. Türkiye'de artık bir şeyler değişiyor. Bu yazıda AKP sona geldi dese de, bence bu bilemediğim bir şey. Bilebileceğimiz şey ise, Erdoğan'ın sonunun gelmesi. Şimdi Tayyip'e bu gücü verenlerin, tekrardan onu güçsüz duruma düşürme zamanı. Yakında ABD eliyle birçok belge falan da çıkar eminim. Her türlü yolu denenecektir, çünkü Tayyip azımsanmayacak bir kitleye hakim ve bu kitle adeta fanatiklik şeklinde savunuyor onu.

Bu ülkede ne yazık ki, her şeye belli bir taraftan bakılıyor. Mantık yerine inançlarımızla hareket ediyoruz. Politikaya bakışımız da böyle. O yüzden durumu doğru tahlil edemiyoruz. Mesela kızlı-erkekli tartışmada "kızla erkeğin aynı evde kalması doğru mu?" sorusu saçma bir soru bence. Politik olarak bunu incelerken "bu söylemin amacı nedir?" sorusu daha doğru olacaktır.

Mesela esprili bir şekilde Tayyip'in devrinin bittiğini anlatalım. Nazlı Ilıcak, "Tayyip'e oy verdim diye kendimden utanıyorum" dedi. O öyle yalaka bir insandır ki ve kimin arkasında duracağını o kadar iyi bilir ki bu söylediği kesinlikle öyle düşündüğü için değil, bir şeyleri bildiği içindir. Bildiği şeyse, artık RTE devrinin kapanıyor oluşudur. Mehmet Barlas ve Nazlı Ilıcak'ı takip edin, onlar bu çıkışlarından sonra nereye yalakalık yapmaya başlayacaklarsa, o kişiler bu ülkenin geleceğindeki güç sahipleridir. Ki zaten AKP, Nazlı Ilıcak'a cevap verip mızmızlandı. Başbakanımız o kadar sana yardım etti, seni kayırdı bir yerlere getirdi, şu yaptığına bak, görürsün gününü şimdi gibilerinden bir açıklama yaptı. Tabi, bizim halk enayi olduğu için bu kadar açık sözlülük bir şey ifade etmiyor.

Neyse, sonuç olarak bugün ülke siyasetinde Tayyip cephesiyle cemaat arasındaki çatışmayı görmeden ele alınacak hiçbir şey mantıklı olmayacaktır. Muhalefet partilerinin siyaseti, izleyeceği yol, "marjinal gruplar"ın izleyeceği yol bunu görmedikleri dahilde sonuçsuz bir yol olacaktır. Issız yerlerde kaybolurlar vallahi.

Melih Gökçek ve Tayyip OTPOR'u CANVAS'ı ifşa etmeye çalıştıkları gün bittiler. Ben gezi sürecinde bunu yazdım, yazarım da. Örnek olsun diye söylüyorum, Chavez ve Ahmedinejad OTPOR'u tüm halkına deşifre etti, onlar yapar. Çünkü onlar ABD'nin karşısındadır zaten. Gücü oradan almazlar. Ancak gücünü ABD'den alanlar OTPOR'u deşifre etmeye kalkarlarsa bu pek samimi olmaz. Samimiyeti geçtim, bu harbiden olmaz, ayağını kaydırırlar adamın. Netekim, öyle oluyor. AB üyeliği üzerinden siyasete başlayan AKP, şimdi gitsin AECR'ye yalakalık yapsın. Boş iş bunlar, sonuçsuz kalır. Eninde sonunda ABD ve işbirlikçisi Gülen cemaati, sazı eline alacaktır.


0 yorum:

Yorum Gönder