Birkaç gündür bu bara geliyorum. Eve gidesi olmuyor insanın, yaşamak istiyor, bir şeyler olsun istiyor. Çünkü bomboş geçiyor günlerim. Ben de bu bara geliyorum o yüzden. Yine de pek bir şey olduğunu söyleyemem. Hatta hiçbir şey olmuyor demek daha doğru. Ama düşününce, sarhoş birkaç insanın yanında bir şeylerin olma ihtimali daha fazla. Şimdilik, her zaman bana kalan rolü yerine getiriyor, olan biteni gözlemliyorum.
Birkaç gündür dikkatimi çeken bir adam gelir buraya hep. Barmenle biraz konuşup, tek başına takılır. Hiç tanışmadım ama bana çok yakın biri olduğu kesin. Arada bir telefonu çalıyor ve bundan inanılmaz bir huzursuzluk duyuyor. Başına gelen her şeyi oflayıp puflayarak karşılıyor. Hiçbir şey istemiyor artık hayattan. Ama bence bu adamın görüntüsü, onu anlatan asıl durum değil. Muhtemelen kırklı yaşlarında biri. Yine muhtemelen evli ve çocukları var. Bana kalırsa o, artık hayatında hiçbir şey olmayacağını kavramış durumda. Yeni hiçbir şey olmayacak, her şeyi belli bir düzen içinde ve her gün aynı şeyleri yaşıyor. Başına yeni bir şeyin gelmeyeceğine kendini bu kadar inandırdığı için de, artık hiçbir şey beklemiyor. Her şeyi elinin tersiyle itiyor.
Ben buraya bir şeyler olsun diye gelirken, o bir şeylerin değişmeyeceğini bilerek, hiç değilse kendi kafamın içindekilerle beraber birkaç bira içeyim diyerek geliyor bu bara. Kısacası benim gelecekti halim gibi hissediyorum ve tarif edemeyeceğim bir yakınlık duyuyorum.
Hergün gelip birkaç bira söylerdi ama nedense bugün gelmedi. Nedenini ikinci biramın sonunda öğrendim. Adamın biri geldi ve barmene, “Koray abi dün gece intihar etmiş, haberin var mı?” diye sordu. Barmen çok şaşırdı, bense kenarda gülümsedim. Neden gülümsediğimi tarif edebilir miyim bilmiyorum ama bu duruma üzülmedim hiç. Yapılacak bir şey yoktu çünkü. Zaten ölmüş bir adam, bu duruma daha fazla katlanamamıştı. Zaten hiçbir gün buna katlanamıyor ama bir şekilde devam ediyordu. Kısacası, asıl üzülmemiz gereken mesele seneler önce olmuştu zaten, dün gece değil. Benimse etrafta tanıdığım kimse olmadığı için, sahte bir üzüntü göstermem gerekmiyordu. O yüzden sadece gülümsedim.
Dedim ya kendime çok yakın hissediyordum. Gerçekten sonum böyle olacaksa, yaşamayı ben de istemezdim. Yaşamak derken, nefes alıp vermekten bahsediyorum. O yüzden bu intiharla beraber kendimle olan bağlantım daha da kuvvetlendi. Bir şeylerin olmasını artık daha fazla istiyorum. Arkamdan duyulacak sahte üzüntüler bir yana, arkamda kalacak hiçbir şeyle ilgilenmiyorum artık. Sadece yaşadığım şu zaman içinde bir şeylerin olmasını istiyorum ve bunun için bir bar köşesinde, hayatın bana bir şeyler sunmasını beklemektense montumu giyip buradan uzaklaşıyorum. Şimdilik ne yapacağımı bilmiyorum ama bekleme salonu yalnızlığı artık canımı sıkmaya başladı. Kimbilir, belki sarhoşluk yetmiyordur. Hepimizin delirmesi gerekiyordur belki de.
15 Kasım 2013 Cuma
Kendimi Koşturacak Değilim - 12
02:39
No comments
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder