17 Ekim 2013 Perşembe

Kendimi Koşturacak Değilim - 9

Gidenin arkasından gitme diye bağırabildin mi sen hiç? İçinden geçen budur hep ama çoğunlukla yapamazsın.  Bazen de avazın çıktığı kadar bağırırsın gitme diye ama giden kendinsindir bu sefer, bıraktığın bir başkası. Yine de bağırırsın.

Gitmek zorundasındır. Arkanda bir hayatı bırakırsın. Yaşanılan ve yaşanılacak olan bir hayatı. Her şeyiyle planlanmış ve her şeyinle kendini adadığın bir hayatı. Bazen, bazı şeyleri istemesen de yaparsın. Gidersin. Gitme diye bağırır bir şeyler ama duyan yoktur. Avazı çıktığı kadar susar her şey. Gitmek artık bir zorunluluktur. Kapı kapanacaktır, kapının dışında kalan da içinde kalan da günlerce ağlayacaktır. Ama ağlamak artık bir zorunluluktur.

Birgün her şeyi bırakıp çekersin kapıyı. Yeniden ve istemeden yeni bir şeylere başlamaya kalkarsın. Dönersin arkanı, sonra bir ses duymak istersin. Gitme. Gitme desin istersin ama demez. Kelimeler midir söylenemeyenler yoksa dönüp de sımsıkı sarılamayış mıdır problem bilinmez ama hepsi zorunluluktandır. Tekrar dönersin arkanı ve bağırırsın hıçkıra hıçkıra, "ne olursun gitme de."

Demez, diyemez. Dese de bir şey değişmez. Hıçkırıklarınla beraber yanağından süzülen gözyaşlarınla kalırsın. Sonra kapatırsın kapıyı ve gördüğün son şey, yüzü göz yaşlarına boğulmuş bir kadındır. Ne kadın istemiştir gitmeni ne de sen. Ama gitmek zorunluluktur artık.

Sonra bütün dünya değişir. Her şey kapanır. Gittiğin falan yoktur. Kalırsın orada. Kurumaz gözyaşları. Ama gitmek zorunluluktur, elden bir şey gelmez. İki kişi istese bile, kimse gitme kal diyemez. Yeni bir hayata dönersin yüzünü, ne olduğunu bilmediğin boktan bir dünyaya.

İşte bazen gidenin arkasında gitme diye bağırabilmek bile bir işe yaramaz. İki taraf birden bunu söylese bile, gitmek zorunluluktur bazen. Biz hala daha hayallerimizde birbirimizle sarılıyor olsak bile, aslında bir daha hiç öyle bir an yaşanmayacaktır.

https://www.facebook.com/blogkafa

0 yorum:

Yorum Gönder