Müzikte Yeni Bir Tarz : Samimiyet
Son zamanlarda popüler kültüre ait olmayan ancak yavaş yavaş bazı çevrelerce moda haline gelmeye başlayan bir müzik tarzı oluşmakta.
Çünkü İnsan...
Söyledikleriniz beni cezbetti doğrusu. Ama bu ülkede günler Neşet Ertaş ile biter. "Cahildim dünyanın rengine kandım" der her akşam ve ...
Kalbim
"dayanmak artık kolay değil bırakacak gibisin yarı yolda, kalbim"
Evren Bozması
üyük ev ablukada'nın en vurucu sözlere sahip 2 şarkısından biri "evren bozması". Diğeri de "en güzel yerinde evin" ama onla ilgili değil tabi bu yazı, "yakınlarda bir gezegende unuttuğum tüm şeyler"le alakalı.
"F Tipi" Filmi Hakkında...
devrimciler gidip filmde sıkılırken, filmden çıktıktan sonra "mutlaka izleyin bu hikayeler gerçek, f tiplerinde olanları görün" falan diyebilirler ama çok net biliyorum filmde sıkıldılar. çünkü evet anlatmak istenilen şey güzel ama ortaya çıkan şey değil.
29 Nisan 2013 Pazartesi
İğneada
16 Nisan 2013 Salı
Boston Maratonu'nda Patlama
Sabah uyandığımda öğrendim Boston'daki patlamayı ve aklıma gelen ilk şey tabiki İlluminati oldu. Bu tip olayların arkasında sürekli olarak psikolojik oyunlar yatar ve illuminatinin kullandığı yöntem budur. 1995 senesinde İlluminati kartları piyasaya çıkmıştı ve o kartlardan bazıları gerçekleşti, bazıları gerçekleşiyor, bazıları da gerçekleşecek. Bu patlamaya örnek teşkil etmesi açısından İkiz kulelere yapılan saldırı ve Pentagon saldırısı örnek gösterilebilir.
İşte bu 2 olayla ilgili kartlar;
Burada ikiz kuleleri ve Pentagon'u açıkça görüyoruz. Peki bunların sonucunda ne oldu? Hepimiz biliyoruz aslında ama ben buraya girmeden hızlı geçeceğim. İşin ayrıntısına kadar olan içeriği Zeitgeist adlı belgeselde gösteriliyor. O belgeselin ilgili bir kısmı var, 9 dakikalık izlemenizi tavsiye ederim:
Zeitgeist - 11 Eylül Kısmı
Buraya kadar özet geçerek anlattığm şeyler ortaya atılmış bir teori değil, gerçeklerdir. Bunu söyleyeyim. Bu olayların sonucunda Orta Doğu Projesi adı altında ABD'nin yaptıkları meşru gösterilmeye çalışılmış ve psikolojik olarak Afganistan'a girme gerekliliği aşılanmıştı. Bugüne gelecek olursak anlatacağım şeylerin gerçekliği hakkında bir şey söyleyemem. Şuana kadar teori olduğunu söyleyebilirim sadece ancak bence gerçekliğini de zaman içinde göreceğiz.
Boston'daki patlamayı bağdaştırabileceğimiz bir kartla başlayayım.
Patlama maraton sırasında gerçekleştiği için bu kart bize olayın haberini önceden veriyor olabilir. Evet, diğer kartlar gibi açık ve net bir patlama belirtmiyor, benim de gerçekliğini sorguladığım tek nokta bu zaten. Ancak hep böyle de olacak hali yok.
Gelelim bu işin altında yatan psikolojik olgulara. İlk olarak medyamızda da yankı bulan ABD'li Erik Rush'ın twitter üzerinden "Bütün Müslümanları Öldürün" çağrısı vermesi, bu patlamadan kimin sorumlu tutulduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yaratılan gergin ortam ABD halkını bu kanıya itmiş durumda. Tıpkı ikiz kuleler patlamasında olduğu gibi.
Ardından Barack Obama açıklama yapıyor, açıklamanın ayrıntılarına o kadar girmeyeceğim. Sadece açıklamadan tek bir kelimeyi yazacağım buraya büyük harflerle: "İNTİKAM!" İntikam çağrısı tıpkı ikiz kuleler patlaması sonrası yaşananların tekrar yaşanabileceğini bize açıkça gösteriyor.
Türkiye medyasından gördüğüm bir şey de; ilk gözaltı gerçeklemiş ve gözaltına alınan kişi Suudi Arabistan vatandaşıy"mış". Bu da bahsettiğim "müslüman düşmanlığı"nı yaratmanın en kolay yolu. Şuan eminim tüm ABD Müslümanlardan nefret ediyordur. İşte yaratılmaya çalışılan da bu. Böylece Orta Doğu'da (son zamanlarda Suriye gibi gözüküyor) gerçekleştirilmek istenen projenin meşruluğu halk üzerinde sağlanmış oluyor. Bu da İlluminati'nin en çok başvurduğu yöntemdir.
Şimdilik olayların ve psikolojik etkilerin derinine inmeden, özet bilgiler yazdım. Çünkü dediğim gibi bu sadece ortaya atılmış bir teori. Anlattığım ve varsaydığım gibi bir durum olmayabilir -ki umarım değildir- ama ben bu işin gerçek yüzünün böyle olduğu kanısındayım. İnternetten biraz araştırdım bugün ve bu kanıyı taşıyan birçok yazı da buldum ancak Türkiye'de ilk kez ben yazmış olacağım sanırım. Eğer düşündüğüm doğruysa da en kapsamlı yazıyı sikkofield yazacaktır diye umuyorum.
15 Nisan 2013 Pazartesi
Kendimi Koşturacak Değilim - 2
7 Nisan 2013 Pazar
Evren Bozması
"yakınlarda bi gezegende
unuttuğum tüm şeyler
hepsi ayrı bir ağrı gibi
uzanıyor yerinden"
Gözyaşı olarak geri dönüyor kayboluşum. Her şeyin eskide kaldığı, bütün o dünyaya ve yaşamaya dair hislerin unutulduğu ve bu kayboluşun bir ağrı gibi canını yakması her yerden. Ama biliyorsun, bir yerde umut var hep. Biliyorsun, bir yerlerde bütün bu dertlerini bitirecek ve sana her şeyi tekrar hatırlatacak, bütün bu evrenin varlığını, senin varlığını tekrar hatırlatacak birisi var.
"gel beni bul beni bul beni bul
gel beni bul beni bul beni bul
gel beni bul beni bul beni bul"
Artık haykırıyor insan bunu, gel de bul beni. Şarkının bu kısmını belki de sabaha kadar söylersin. Gel, bul beni. Bul!
"kaçtı bak elinden tuttuğum çocuklar
kimin bugün doğum günü
ne vardı aklımda
geçti bak saatler
uyanmayı unuttum
takside bıraktığım kocaman gitar
kaçtı bak elimden tuttuğum çocuklar
ne kadar sevdim seni, ne kadar çok"
Uyanmayı unuttum ve karmaşık düşüncelerin içerisindeyim. Karmaşık olmayan tek şey, ne kadar sevdim seni, ne kadar çok...Her şey kaçtı gitti ellerimden, bir çocuğun masumiyeti mesela.
Ahh benim kaybolanlarım, ahh kaybolan ben, hislerim, evrenim. Bütün bunlara karşı haykırıyorum yine,
"hepsini bulucam
bir bir
yerine koyucam
bir bir"
Bütün o unuttuklarımı tekrar bulacağım yada sen bul beni farketmez, yeter ki yerine koyalım her şeyi bir bir. Ben grubun bu şarkısını, adlarını da aldıkları Turgut Uyar şiirine benzetiyorum. "Büyük ev ablukada" şiirine...
"ekmek vardı tereyağı vardı utanılacak bir şey yoktu
bir şey daha yoktu ama kavrıyamıyordum"
diye başlayıp,
"ekmek yiyelim tereyağı yiyelim çocuk büyütelim
sen beraber yatacağımız yatakları hazırla
sen bir onu yap yeter bak göreceksin."
diye biten şiirine...
Kendimi Koşturacak Değilim - 1
Yaşantısında herkesin bir yeri vardı. Kimisi ihtiyaçlarını gideriyor, kimisi acizliğini yüzüne vurabiliyordu. Utancından yerin dibine giriyor ve böylece yer kabuğundan soyutlanıp gerçekle yüzleşebiliyordu. Kimisi de birkaç bira şişesinin sonunda her şeyi boşverip dans etmesine yardım ve yataklık ediyordu. Bütün bu zıtlıkların arası insanlarla doluydu, hepsi bir mekanizmanın parçasıydı sadece. Tek başlarına hiçbir anlam ifade etmiyor, tamamen kendi biçtiği rollerle özdeşleşmiş bir hayat geçiriyorlardı.
Bütün bunların bilinçsizliğinde bir hayat geçiyordu ve tüm sorunları kendi varoluşu üzerineydi. Başkalarına biçtiği bu rolleri sorun edecek kadar sahtekar değildi. Bir sabah uyandığında bir kadına aşık oldu. Aslında bu aşk değildi, aşk biraz daha farklıydı, vakti zamanında bu ihtiyacı karşılayan birileri olmuştu zaten. Okuduğu kitaplar, rakı masalarında dinlediği başından çok şey geçmiş adamlar ona bir şey öğretmişti. Bir rolü sadece bir insan sahiplenebiliyordu. O yüzden bu aşk olamazdı. Hayatının kadını diye düşündü ama hayatında değildi henüz. Kendisini yalnız onun anlayabileceğini farz etti. Sanki onun bulunduğu yerde varoluşuna dair hiçbir sorun kalmıyordu. Yalnızlığı bir anda iki kişilik oluyordu. Yanındaki adamı, yaşadığı bu şehri onun gözünden de görebiliyordu ve bu yüzden, bütün bu dünyada yalnızca onunla tam olarak anlaşabileceğini, kendini ifade edebileceğini düşündü. Yaşamındaki büyük bir boşluğu doldurmuştu o an, gerisine de gerek kalmamıştı. O kadınla hiç tanışmadı, zaten sahiplenilmesi gereken bir rolü kadına vermişti ve büyük bir boşluğunu doldurmuştu. Tanışmasına gerek yoktu. Hayatının kadını gibiydi ama hayatına somut olarak hiç girmeyecekti. Etrafındaki her şeyin kendi bilincinden ibaret olduğunu biliyordu yada bu konuda yanıldı. Belki de o kadın, kendisine yüklenilen bu sorumluluğu yerine getiremeyecek diye korkuyordu. İnsanlara dair bu tip sorunlar yaşamaktan çekinmiş ve tekrardan bir hata yapmaktan ürkmüştü. Bu sahtekarlık mıydı, sahtekarlığı özlemiş miydi yoksa tamamen yanlış bir mantık ürünü müydü düşünceleri. Henüz bir fikri yoktu ama başka bir rol bir gün bu boşluğu dolduracaktır diye düşündü. Hayatın bu gizemi ve sürekliliği onu yaşama bağlamıştı. Somut olarak yalnızdı ama başkalarından yeterince şey katmıştı yalnızlığına.