türk romanından verebileceğim en iyi örnek ise; yusuf atılgan'ın aylak adam romanıdır. hakan günday'ı varoluşçuluk felsefesiyle bağdaştıran birçok makaleye de ulaşmak mümkün ancak onun kitaplarında nihilist felsefeyle iç içe geçmiş bir egzistansiyalizm mevcut bence. fikir sahibi olmak için romanları değil de, makaleleri okumak daha anlamlı olur.
sinema sektörüne geçersek; mr. nobody hem çok iyi filmdir, hem de önümüzdeki seçenekleri ve bu seçeneklere göre hayatımızın nasıl değiştiğini bize gösteren müthiş bir felsefe içerir. varoluşçuluk felsefesini bu hikayeden de anlamak mümkün.
bin jip filmi ve yönetmeni de varoluşçu felsefeyi güzel aktarır ve bin jip izleyip beğendiğim nadir uzak doğu filmlerindendir. yönetmeniyle ilgili bir makale de buldum; http://www.sadibey.com/2009/07/05/varoluscu-bir-yonetmen-kim-ki-duk/
türk edebiyatı ve sinemasından bir yapıt olarak gölgesizler'i inceleyen bir yazı da sunabilirim; http://yazarbozar.blogcu.com/varoluscu-bir-roman-ve-film-olarak-golgesizler/5604312
felsefi bir başlığın altına bunları yazmamın sebebi, aslında felsefenin kendisi. insan kendini varoluşçu olarak niteleyerek doğmaz, yaşadıklarıyla varoluşçu olur. çünkü yaşadıklarının onu değiştirdiği ve bu doğrultu da hayatının varolduğu, bu çerçevede yaşadığının bilincine varır insan. ve benim bu bilince varmamdaki sebep, yaşadıklarımın yanında bu eserlerdi.
felsefeyi anlatmak için yok özden önce varlık, varlıktan önce öz falan fişman tartışmalarına girmek yerine, felsefenin ne olduğunu, ne anlatmak istediğini anlatan romanlara, hikayelere, senaryolara, makalelere yönelmek benim için daha doğru geldi. anlamak istiyorsanız, tavsiyelerimi uygulamanızda fayda var.
bütün bu filmler farklı bir bakış açışı kazandıracaktır ve bunun içinde varoluşçu felsefe fazlasıyla var.